ÇEKMEKÖY'DE EĞİTİM KONULU PANEL...

Veli-Der'den Rıza Urtekin ile Eğitim Sen İstanbul 2'lu Şube Hukuk Sekreteri Çayan Çalık konuşmacı olarak katıldıkları panelde kolaylaştırıcı Abbas Karakaya'ydı. Çekmeköylü müzisyenlerden Cengiz Moroğlu (bağlama) ile Yaşar Baydemir (gitar, vokal) açılış ve kapanışta müzik yaptılar.

Dinleyicilerden talep ve öneriler...

- Salonda resmi bulunan partili cumhurbaşkanının eğitim ve kültüre hiçbir katkısı olmadığından Çekmeköy Belediyesi resmi kaldırmalıdır.
- Zorunlu din dersleri çok büyük bir insan hakları ihlalidir. Bundan en çok da Alevi ailelerin çocukları etkilenmektedir. İkinci en büyük sorunsa eğitimdeki hızlı özelleştirmedir. Din baskılı piyasalaşmayla dikkat çekiyor Türkiye.
- Herkes üniversite derecesi almaya çalışıyor ama mesleki eğitim ihmal ediliyor.
- Çekmeköy bölgesinde Anadolu lisesi yok, fen lisesi yok. İmam hatipleşme sürüyor.
- Okullarda sanat eğitimi çok yetersiz.
- Zorunlu din derslerine ilave olarak seçmeli din derslerini seçmeye zorlanıyoruz.
- ÇEDES'e ne STK'lar, ne Alevi kurum ve dernekleri ne de veliler yeterli karşı çıkışı göstermiyor.
- Çekmeköy'ü eğitim vadisi yapacağız dediler, ormanları, su havzalarını özel okullara açtılar. İlçedeki trafik sorunu da ağırlaştırdılar. Çekmeköy'ün özel okula değil, nitelikli devlet okulu ihtiyacı var.

Konuşmacılardan önemli mesajlar

Rıza Urtekin Veli-Der'in kuruluş (2013) hikayesini anlattıktan sonra, eğitimin bir hakkı olduğunu, nitelikli eğitimin devlet yönetenlerin lütfu ve keyfine bağlı olmadığını, her çocuğun hakkı olduğunu, bunu ısrar dillendirmek ve hayata geçirmemizin gerek olduğu söyledi. Benzer şekilde, çocuklara okullarda içilebilir su ve sağlıklı yemek sağlamanın devletin asli görevlerinden olduğunu, bu yönde yaptıkları çalışmalardan bahsetti. ÇEDES projesi adı altında eğitimin dincileştirilmesi girişimlerinin imam hatip okullarının sayılarının artmasının bir başka aşaması olduğunu söyledi. Veli-Der'in yurt çapında 20 şube ve temsilciliği olduğunu, Çekmeköy- Sancaktepe hattında da böyle bir temsilciliğin kendilerini güçlendireceğini belirtti.

Çayan Çalık konuşmasında hali hazırda iktidarın dindar değil, dinci, kindar nesiller yetiştirmeye çalıştığını, bu bağlamda 'doğru' sözcükler seçmenin önemli olduğunu söyleyerek başladı sözlerine. Çağdaş bir eğitim için Cumhuriyet dönemi Köy Enstitülerinden hala büyük bir esin kaynağı olabileceğini dikkat çekti. ÇEDES gibi projelere okullara imamların, cemaatlerin doldurulmaya, böylece, öğretmenleri eğitimin dışına atma girişimleri olduğunu ekledi. İçinde bulunduğumuz piyasacı ve dinci endoktrinasyoncu eğitim temel taşlarının 1980 darbesinde ve onu izleyen Özal döneminde atıldığını, ilk taşımalı eğitimin, öğretmenlerin köylerden çekilmesinin yine 1989'da Özal döneminde yapıldığını söyledi. Velileri, anne babaları piyasa koşullarına mahkum eden ve 'kindar ve dinci' nesiller yetiştirmeye amaçlayan yeni müfredata karşı hep beraber karşı çıkılmasının gerek olduğunu, on yılda kimsenin haberi olmadan hazırlanmış bu çağdışı müfredatın Eylül 2024'de hayata geçirilmemesi için ortak mücadele çağrısında bulundu.

 

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!